Kokuyor bu ülke gerçekten kokuyor.Her tarafından pislik akıyor sanki hiç temizlenmemiş sanki Tevfik Fikret'in bahsettiği sis bütün ülkeyi kaplamış."Örtün,ve sonsuz uyu ,ey dünyanın koca fahişesi."Yöneticisi kokuyor ,yönetileni kokuyor aşkları ,sokakları,yemekleri,karşıt görüşlüleri her şeyi kokuyor.Hakedenler hakettiklerini yaşıyorlar küçük dünyalarında.Bırakın da eskileri saygıları yücelsin rahatsız etmeyin onları.Bir yaz sabahı belki de o trene binmemeliydim.Bu kadar kötülük olduktan bu kadar pislik olduktan sonra nasıl bu ülke eski haline dönecek?Ümit ederim ki her karanlığın bir bitişi her gecenin bir sabahı vardır.Sabahı bekleyecek miyiz?Bir şeylere tutunanlar beklesin ve kaçmasın ama kaybedenler kaybetti zaten durmanın ne manası olur?Sen bu bataklıkta açan tek bir çiçek olarak seni bile alamadıktan sonra ne anlamı olur?
Sahi seninle konuşmak istiyordum hiç fırsatımız olmamıştı.Saçlarının uzaması bile belki bir değişime delaletti yağmurların geldiğine tanrısal bir bakış açısıydı.Her neyse Ne güzel bir hikaye; bir yazarla zengin reklamcının aşkı.İyi iş yapar. Evet evet biliyorum aşk iyidir aşk birbirinize bağlar evet filmde geçtiği gibi değil mi? İyi cevap ama sanki biraz aldatmaca gibi.Tamam gençsin bunu anlıyorum o zeki,iyi birisi olabilir ve bu aşkın tüm çelişkilerini yok ediyor.Aşk aslında yokluğunda köpek gibi istediğimiz bulduğumuzda da kaçtığımız bir şeydir.Neden din adamları aşksız yaşar katolik rahipler,tibetli rahipler,mollalar onlar hayata empati ile yaklaşırlar.Aşka gerek duymazlar. Bunun yerine bizlere çeşitli öğütler verirler.Hepsini boş ver gölge yeniden yükselsin haydi sen git onun kollarına.Ve dünya öldüresiye korkutuyor.Ben anın büyüsünü hala yaşıyorum...
24 Kasım 2014 Pazartesi
Değişim Rüzgarını Duyuyor Musun?
Değişim rüzgarını duyuyor musun?Yavaş yavaş sana dair ümitlerim biterken belki de son çırpınışlarımı yapıyorum oysa ümit verici onca habere rağmen gelişmeye rağmen.Aramızda ki duvar öyle kalın büyük ki istesem de istemesem de o duvarı aşamıyorum.Söylesene sahi ne zaman yıkılacak bu duvar ne zaman koşmaya başlayacağım sana?Yetmez mi bu kadar acı bu kadar sürgün.Sen mutluluklar ülkesinde mutlu olduğunu zannederken (!) ben Batı Berlin'in büyük ışıklarla dolu sahte mutluluklarla dünyasına bakan bir Doğu Alman gibiyim.Ne zaman yıkılacak bu duvar ? Beni o duvarın yıkılacağı şeref dolu ana götür ne pahasına olursa olsun ve ellerimiz buluşsun.Sana doğru koşarken arkada her şeyi bırakırken sanırım dünyanın özgür ve mutlu insanı ben olacağım.
12 Kasım 2014 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)