31 Ekim 2016 Pazartesi

Kaybedenler Kaybetti

Sonuç bu olacaktı? Başkaları için Musa olurken başkaları için kızıl denizi ikiye ayırırken kendimin o denizlerde boğulacağını nerede bilirdim. Şimdi kendime ve yaşadığım ülkeye bakıyorum sanki ümitsizlik ve çaresizlik ülkenin her yerine sinmiş. Yenilmeyi kabul etmiş yığınlar sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlar. Tıpkı Titanik'te  gemiden çıkmayı red edip son dakikalarını geminin lokalinde içki yudumlamalarını seçen insanlar gibi. Onlar para verdikleri ve istedikleri yerde ölmeyi yeğliyorlardı. Ya ben? Ben dünyanın bok çukuru diye tabir ettiğim yerde kendi ölümümü bekliyorum. Sanırım ben titnak gemisinin 3. sınıf yolcu bölümünde ve ilk ölenlerden olacağım..
 Hayat hep kötüler için mi adil oldu?Yoksa iyi insanlar her zaman kaybedip filmlerde mi kazandılar? Buna şimdi bir cevap veremiyorum ama yıllar buna en güzel cevabı verecek. Bilmiyorum kötü olamıyorum , deniyorum çabalıyorum o şark kurnazı şeref yoksunlarından birisi olamıyorum ve sonuç her zaman hüzün hüzün.. 
Ölüyorum! Gün geçtikçe dakikalar eridikçe hastalık vücuduma yayılıyor. Nedir bu hastalığın panzehiri kim gelip içerecek bana bu ilacı. Hayatla alıp veremediklerim var öfkem var. Bu öfke ile mi öleceğim? Cebimde son kalan bozukluklarla aldığım en ucuz şarabı içerken mi kalbim duracak?
 Bazı geceler kalbim sıkışıyor gibi sanki o an ölecekmişim gibi hissediyorum. Nefessiz kaldığınız zaman hayatın belli bir kaç anları gözlerinizin önüne fotoğraf gibi gelir. Ölüm belki de bu fotoğrafların toplamı olan bir albümüdür. Yazamıyorum...Evet kaybedenler kaybetti yazsın mezar taşımda.