Son virajlardayım.Artık yavaş yavaş yolun sonuna geliyoruz.Ne olacak dersin?Bilmiyorum ama bütün bunlar bittiğinde çok uzağa gideceğim.Ruhen ve bedenen gerçekten yoruldum.Ama kalp yorgunluğu hepsinden ağır.En son dün gördüm seni yine onca heyecan arasında donup kaldım sana saçların ne yapmıştın öyle hayalet filmini izledin mi?orada ki demi moore gibi ama daha asil daha güzel ey yeryüzüne düşmüş melek sen nereden geldin de bu aciz kulunu kendine esir ettin.bir daha ne zaman görürüm bilinmez.Belki de bir kere daha göreceğim hızlıca sonrası Eylül... Doğanın uyumadan önceki süt saatleri.
Son gördüğümde yine ciddiydin.Yine kimseyle konuşmuyordun.Dünkü sınavda aynı notu almamızda mı tesadüf sence bilmiyorum demiştim ya saçma sapan şeylere anlam yükler oldum.Yazın nereye gideceksin?Hangi toprakları şereflendireceksin gül yüzünle.Ayvalık mı?Yazmışsın ya başkadır diye.Yazmak derken neden yazmıyorsun artık neden marum bırakıyorsun o zalim ilhamını mı aldı götürdü yoksa seni monoton ve sığı dünyasına mı mahkum etti.Sen bağlandın ona.İstanbul...Hayal kırıklıklarımın başkenti...Bende terkedeceğim uzaklara gideceğim çok uzaklara ama kalbimde seni taşıyacağım tıpkı kendi benliğimi taşıdığım gibi kalbimin attığı her tren garında her sokakta her pub köşesinde sende benim kalbimle beraber atacaksın.İsmini söyleyerek nefes alacağım.Müslümanların tanrılarına şükrettikleri gibi onu andıkları gibi anacağım seni.Hristiyanların taşıdıkları haç gibi taşıyacağım seni.Hissedeceğim ruhumda.Hiç tekrar gelmesem bile buralara bir denizcinin pusulasına sarılması gibi sarılacağım hayaline.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder