13 Haziran 2014 Cuma

Saçlarına İyi Bak

Yine andık seni bir kaç saat evvel dostumla.Konuşurken boğaza karşı ayın ışığı boğazın üzerinde adeta bir koridor yapmıştı Üsküdar'a uzanan.İşte buna mehtap diyorlar sanırım o koridorun sonunda senin olduğunu hayal ettim saadete giden bir koridor.Senden uzakta bilinmezlik cehennem gibi ateşler sarıyor bedenimi.Yanıyorum. Sağıma baktım tüm yaşanmışlıklarıyla Topkapı sarayı duruyordu.Nice aşklara,ihtiraslara,acılara,gözyaşlarına tanık olmuş bir saray bir İstanbul.İstanbul sensin artık.Diğer tarafta boğaziçi köprüsü.Tramvayın sesi karşıya geçen feribotların motorlarının sesi evet senin iyi bildiğin bir yer Kabataş...Kaç kere yürüdün o kaldırımlarda kaç milyon kişi geçti o yollardan ama senin kokunu duyabiliyordum daha önce hiç duymama rağmen.Kadere isyan ediyorum.Ne yaparsın şimdi?Gittin mi evine?Ah hiç bir zaman feth edemeyeceğim kalbin nerede atıyor?O güzel gözlerin nereye bakıyor şu anda?Bu yaz nasıl geçecek?
 Saçlarına iyi bak olur mu?O güzel ellerine de öyle bulutlar kadar beyaz olan Tanrının özenle işlediği ve şekle soktuğu o parmaklarını sakın yorma.Sadece o saçlar ve parmaklar bile Tanrının varlığına işarettir.Sanki kendi varlığını senin üzerinden ispatlar gibi.Mutlu ol.Acı çekme.Ne kadar acıların olgunlaştırdığını düşünsem de sen çekme acıları,dertleri,sıkıntıları.Bilmesen de ben sabahları ışığınla aydınlanıyor odam günüm.Senin sabahlarında da  uyandığın yerlerde kelebekler olsun ki güzel günün habercileri olsun güneş ışıkları odandan eksik olmasın ki aydınlansın bütün günün.Umutlar olsun yarınlara uzanan o mehtap gibi.Yarınlarda hiç olmayacak "biz" olalım acısız diyarlarda.Uzanalım kumsallarda yarınları acıları düşünmeden uzaklarda olalım dilini hiç bilmediğimiz insanların arasında sadece aramızda aşk dilini konuşalım.Hiç susmadan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder