28 Mayıs 2014 Çarşamba

Bizim okul bir garip dostlar.Her seferinde kapıdan geçerken sanki sınırda pasaport kontrolündeymişim gibi hissediyorum.Öğrenci kimliğini göster geç.Yoksa derdini anlat.Klasik İstanbul Üniversitesi.Ama kontrolden geçtikten o büyük hole koşar adımlarla gittikten sonra yine gözlerim arayışa geçerdi.Nerede?Nerede?Eğer göremezsem orada oturduğunu hayal eder ve yok olmaması için arkamı bile dönmezdim.
Velhasıl yine kışın içimizi dondurduğu günlerden birisinde ilk hamlemi yapmaya karar verdim.Her zamanki gibi arkadaşlarıyla oturuyordu.Yapmalıyım diyordum artık içimden.İlk hamleni yap git bir şeyler konuş.Ne konuşabilirdim?İçimdeki ses susar mı hemen karşılığını verdi:"Saçmala git yeter ki konuş nükleer santrallerden bahset ne bileyim küresel ısınma,kadın sorunları,açlık,Fenerbahçe (hayır!bu olmaz  ya futbolu sevmiyorsa.)ulaşım sorunları" derken EVREKA! Ders ders ders !Ortak noktamız neydi aynı bölümde okumamız ve benim alttan aldığım bir düzine derslerden sadece bir tanesi hakkında soru sormam.Ama bu düşüncelerin hepsi bir puzzle gibi parça parçaydı hepsini birleştirdim ve ortaya çıkan Ders konusunu düşünürken çantamdan çıkardığım kitabımla hayatımın en kısa ama en  uzun anlamlı yürüyüşüyle yanlarına  kalabalığı yara yara geçtim.5-6 kişilik bir gruptu u şeklinde oturmuşlardı.Ve o sırtını duvara yaslamış onları dinlerken yanlarına yaklaştım.Artık her şeyi akışına bırakmıştım.Bütün iç organlarımın çalışmasını hissedebiliyordum kalp,bağırsaklar acemi bir aşık gibi olmuştum resmen sanki midemde demir bir külçe vardı ağırlığını hissediyordum.Ama arkadan çalan jenerik müziğini sadece ben duyuyordum Andrea Bocelli-Viva Per Lel Yaklaştım eğildim ve sözler ağzımdan dökülmeye başladı bende kendime şaşırmıştım açıkçası dostlar.
"Merhaba 1. sınıfsınız sanırım alttan dersim varda bu cuma olacağımız sınavda nerelerden sorumluyuz biliyor musunuz?"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder